Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
30593
post-template-default,single,single-post,postid-30593,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

SADECE ÜLKEMİZDE YETİŞEN ANADOLU SIĞLASI

Türkiye’nin güneybatısında, yemyeşil manzaralar arasında olağanüstü bir doğal hazine gizlidir: Sığla ormanları. Yıldız şeklindeki yaprakları, hoş kokusu ve aromatik reçinesiyle bu kadim ağaç, binlerce yıldır bölgenin ekolojisinde, ekonomisinde ve kültüründe derin izler bırakmıştır. Gelin, milyonlarca yıllık geçmişiyle Anadolu sığla ağaçlarının büyüleyici dünyasını birlikte keşfedelim.

1#

Anadolu sığla ağacı (Liquidambar orientalis Miller), Anadolu’nun en eski ağaç türlerinden biridir. Yaklaşık 65 milyon yıldır bu topraklarda kök salan sığla, yalnızca Türkiye’nin güneybatısında endemik olarak yetişir ve bu tür dünyada başka hiçbir yerde doğal olarak bulunmaz.

2#

Çine Çayı, Datça, Köyceğiz ve Fethiye arasında kalan bölgelerde yayılım gösteren bu ağaç türü; dere kenarlarında, suya yakın alanlarda ve taban suyu yüksek bölgelerde tek tek ya da gruplar hâlinde görülebilir. Ancak Anadolu sığla ağacının orman oluşturduğu tek yer, Köyceğiz Gölü çevresidir.

3#

Gençken düzgün bir gövdeye sahip olan sığla ağaçlarının, yaşlandıkça gövdelerinde çatlaklı bir kabuk oluşur. Mart ve nisan aylarında küçük çiçek açar. Sonbaharda ise yıldız şeklindeki yaprakları, canlı kırmızıdan altın tonlarına uzanan renkleriyle etkileyici manzaralar sunar.

4#

Ortalama 300 yıla kadar yaşayan sığla ağacının, dünya genelinde dört ana türü bulunmaktadır: Anadolu sığlası, Amerikan sığlası, Çin sığlası ve Asya sığlası. Bazı kaynaklar, Kuzey Amerika ve Asya’daki diğer alt türlerini listelese de temel olarak bu dört sığla ağacı türü, dünya genelinde bilinen ve tanınan ana türlerdir.

5#

35-40 metreye kadar büyüyebilen sığla ağacının en değerli ürünü, gövdesinden elde edilen reçineyle yapılan sığla yağıdır. Halk arasında “günlük ağacı” olarak da bilinen bu ağacın gövdesine açılan kesiklerden salgılanan reçine toplanır, suyla karıştırılarak damıtılır ve yağ hâline getirilir. Kimya sanayisinde sabitleyici olarak kullanılan sığla yağı, aynı zamanda yüzyıllar boyunca yöre halkı için önemli bir gelir kaynağı olmuştur.

6#

Sığla yağı, eski çağlardan itibaren pek çok medeniyet tarafından kozmetik ürünlerin üretiminde kullanılmıştır. Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın sığla yağını parfüm olarak kullandığı rivayet edilirken, tıbbın babası kabul edilen Hipokrat’ın reçetelerinde de bu yağla ilgili bilgilere rastlanır.

 

Eski Mısırlılar, mumyalama işlemleri sırasında hem bakterilerin üremesini önlemek hem de mumyaladıkları bedenleri korumak için antiseptik özellikleri nedeniyle sığla yağını kullanmış; böylece sığla yağı, mumyalama ritüellerinin de bir parçası olmuştur. Akdeniz’de denizcilikte ilerlemiş Fenikelilere ait gemi batıklarında yapılan kazılarda, içi sığla yağı dolu amforaların (genellikle antik çağlarda kullanılan, iki kulplu ve uzun boyunlu bir tür seramik kap) bulunması ise, bu yağın o dönemde değerli bir ticaret ürünü olduğunu ortaya koymaktadır.

7#

Türkiye’de sığla ağacının doğal yayılış alanları zamanla daralmış ve bu nadir tür, korunması gereken endemik bitkiler arasında yerini almıştır. Sürdürülen koruma çalışmaları hem orman ekosisteminin hem de sığla ağacının değerli yan ürünlerinin sürdürülebilir biçimde korunmasını amaçlamaktadır.

 

Köyceğiz Gölü çevresindeki Sığla Ormanları Tabiatı Koruma Alanı, Türkiye’deki en büyük sığla ormanlarına ev sahipliği yapmaktadır ve 1988 yılında tabiatı koruma alanı olarak ilan edilmiştir. Ayrıca, Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Millî Parkı’nda da sığla ağaçları doğal yayılış göstermektedir. Bu bölgeler, sığla ağacının koruma altında olduğu millî park statüsündeki önemli alanlardır.

 287 okunma

Derya Ülkar